anlık yazılar

Cuma

Bir Akide





Paella’lı bir masa donacaktım o akşam .
Gecenin anlam ve önemi neydi acaba? Ya ortak bir arkadaşımıza sulu bir doğumgünü sürprizi, ya bir yılbaşı show'una ön hazırlık , ya da sadece mutat bir ‘özledik, buluşalım’ seansı. Kızkıza cinsinden…

Erkence bir saatte baktım kapıda.
“Daha paellanın p’si ortada yok, işim çok. Şimdi git , sonra gel ” desem yakışık almaz. Zu tanıştıralı daha iki sene olmuş.
Morali, hiç görmeye alışık olmadığım kadar bozuk üstelik. Çokça da mağdur ; ortaklığını sona erdirmiş apansız . O hızla da kapıyı çekmiş ve bana gelmiş.

Duvarların turuncusu sakinleştirmeye yetmedi.
Mumlar , tütsüler yakıldı ; voltaj fazlası elektriğini aldı mı peki ? Ne gezer…
Fonda usulünden etnik müzik ; taşkın ruhunu kesmedi.
Bilgisayarda oyun oynattım , o da keyfini geri getirmedi .
Hatta 0-5 yaş hikayelerini bile dinledim o hışımla. ‘Ne alaka ?’diye sormayın . (Sonraları çok düşündük nedenini beraberce , çözemedik.)


O gün bugündür - vurun tahtaya - onu bir daha hiç öyle görmedim.
Doğasına aykırı çünkü.
Adını andığınızda , gözünüzün önüne melek gibi gülümseyen bir yüz gelir ya; işte öyle bir vak’a düşünün. Günlerce, haftalarca hatta bazen aylarca görmezsiniz belki, ama ilk buluşmada , bıraktığınız yerden devam edersiniz. “Sadece seninle konuşmayı özledim” diye telefon açarsınız . Başınız sıkıştığında da, mutlu bir haberi paylaşmak istediğinizde de ikiz ruhunuzmuşcasına yanınızda olacağını bilirsiniz ya … Gülmek, dans etmek , film çevirmek , Yusuf'a komplo kurmak , sadece keyfine bir içki içmek için yollarını gözlersiniz ...

O, yarın pastasının mumlarını üflediğinde , "iyi ki doğdun" diye şükredersiniz hani ...

İşte öyle biri.

15 Eylül 2006
Foto Merve Saraç
yazanNino at 22.9.06

0 yorumlar:

Yorum Gönder

<< anasayfa