anlık yazılar
Perşembe
Yüksek topuklara veda ...
Hayatımın yaşanmış bölümü X ise .
sonraki X/10'da , paytak yürüyüşüme kurban gittim ;
devamındaki X/5'de , zaten modanın en pespaye yılları idi .
Derken bir X/5 daha geçti su gibi; Stan Smith'lerin , Timberland ve Lumberjack'lerin gölgesinde.
Son 9X/20 'de ise anladım ki , ben ve yumurta topuk , bir arada olamayız.
Yumurta topuk da kabullenmişti bunu , güzel güzel geçinip gidiyorduk birbirimizden ırak.
Ama gelin bunu Ayla'ya anlatın ...
Literatürde yeri olmayan şekilsiz şekillerde oturup yürümeye başlayınca , "alo Ayla!" dedim.
"Gel !" dedi; gittim kuzu kuzu.
Gık'ım çıkamadı , girdim yarı açık MR'a .
Bel'im fıtıklanmış biraz, üstünüze afiyet .
İlaç yüklemesi, ev için egzersiz (selülit tedavisinde faydalı olanı da ek olarak ben istedim) - hepsine boyun eğdim. Günlerce evde pinti pinti bile gerindim.
Mükafatı da hak ettim , değil mi ?
Oturduğunuz yerden "he" demek yetmiyor, "gelin bunu Ayla'ya anlatın" diyorum size ...
Ben anlatmaya çalıştım ; hatta "topuklu ayakkabılarımı özledim" diye sms bile çektim .
Sesinin tonu bile değişmedi , "2-3 santimlik dolgu topuk olabilir!" dedi sadece.
Yani, yumurta topuğun ta kendisi ...
Bu sabah , stilettolarımın tozunu aldım , güzelce mumyaladım , perde dolabımın müze rafına kaldırdım ...
Elbet bir gün Ayla insafa gelecek...
0 yorumlar:
Yorum Gönder
<< anasayfa